İstanbul’un simge lezzeti Boğaziçi Lüferi, coğrafi işaret tescilinin ardından bu kez özel bir etkinlikle kutlanacak. İstanbul Ticaret Odası (İTO) öncülüğünde düzenlenecek “Boğaziçi Lüferi Bayramı”, 29 Kasım Cumartesi günü Samatya Kocamustafapaşa Balıkçı Barınağı’nda gerçekleştirilecek.
İTO, İstanbul’un kültürel ve gastronomik değerlerini korumak amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında Boğaziçi Lüferi’ni coğrafi işaretle tescil ettirmişti. Şimdi bu değerin daha geniş kitlelere tanıtılması için kapsamlı bir etkinlik planlanıyor. Boğaziçi Lüferi Bayramı; İstanbul Tarım İl Müdürlüğü, Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ve çeşitli paydaşların iş birliğiyle düzenlenecek.

İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, etkinliğin tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada Boğaziçi Lüferi’nin yalnızca bir balık türü olmadığını, aynı zamanda İstanbul kültürünün yaşayan bir simgesi olduğunu söyledi.
Özer, “Boğaziçi Lüferi Osmanlı döneminde saray sofralarının vazgeçilmeziydi, halk arasında ‘Boğazın Sultanı’ olarak biliniyor. Evliya Çelebi’den bugüne uzanan bu mirası coğrafi işaretle yasal koruma altına aldık. TÜRKPATENT’e yaptığımız başvuru 2024’te sonuçlanarak tescil tamamlandı” dedi.
Özer, Boğaziçi Lüferi’nin ardından sırada “İstanbul Lakerdası”nın olduğunu belirtti. “Palamut veya torikten yapılan bu geleneksel tuzlama yöntemi, hem tarihsel hem ekonomik açıdan İstanbul mutfağının önemli bir parçası. Tescil süreci tamamlandığında, bu ürün de gastronomi ve turizm açısından yeni bir değer yaratacak” ifadelerini kullandı.

İTO’nun Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ile iş birliği içinde öğrencilere yönelik atölye programları, “Boğaziçi Lüferi Tarif Kitabı” hazırlığı ve podcast projeleri yürüttüğü bildirildi. Ayrıca Boğaziçi Lüferi’nin tanıtımı için bogaziciluferi.com adlı özel web sitesi ve sosyal medya hesapları da hayata geçirildi.
Özer, “Amacımız Boğaziçi Lüferi’ni sadece tanıtmak değil, doğru şekilde menülere dahil edilmesini de sağlamak. Bu kapsamda restoranlar ve sektörel paydaşlarla da iletişim halindeyiz” diye konuştu.
İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, İstanbul’un tarımsal anlamda beş coğrafi işarete sahip olduğunu belirterek bu sayının artırılması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Parıldar, “Eylül ortasından ocak ortasına kadar lüfer en yağlı ve en lezzetli dönemindedir. Ancak Boğaziçi Lüferi, farklı bir aroma ve dokuya sahip, ayrı bir zevktir” dedi.

Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) Yönetici Direktörü Sitare Baras ise Boğaziçi Lüferi’nin coğrafi işaret tescilini İstanbul’un mutfak kültürü açısından büyük bir adım olarak değerlendirdi.
Baras, “Boğaziçi Lüferi yalnızca bir balık türü değil, kültürel bir miras. MSA olarak 21 yıldır coğrafi işaretli ürünlerin korunması için çalışıyoruz. Geleceğin şeflerine ve mutfak severlere bu bilinçle eğitim vermeyi sürdüreceğiz” dedi.
Baras ayrıca sürdürülebilir avlanma bilincinin önemine dikkat çekerek, “Bu sorumluluğun farkındayız ve İstanbul Ticaret Odası ile birlikte lüferin tanıtımı ve korunması için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
