Küresel ticaretin yüzde 80’inden fazlası denizyolu ile gerçekleşiyor. Limanlar artık yalnızca yük aktarma noktaları değil, aynı zamanda ekonomilerin stratejik kapıları, sürdürülebilirliğin ve teknolojik dönüşümün merkezleri haline geliyor. Kürşat Bal, Türkiye limanlarının bu küresel ekosistemdeki rolünü ve geleceğe yön veren vizyonunu kaleme aldı.
Denizcilik sektörünün kalbi, yüzyıllardır limanlarda atıyor. Küresel ticaretin %80’den fazlası denizyolu ile taşınırken, limanlar yalnızca yüklerin aktarıldığı noktalar değil; aynı zamanda ekonomilerin stratejik kapıları, inovasyonun ve sürdürülebilirliğin merkezleri olarak da öne çıkıyor.
Bugün liman hizmetleri, klasik yük elleçleme faaliyetlerinin ötesine geçmiş durumda. Dijitalleşme, otomasyon, yapay zekâ destekli planlama sistemleri ve yeşil liman uygulamaları; operasyonları daha verimli, güvenli ve çevre dostu bir hâle getiriyor. Sıvı yük terminallerinden Ro-Ro iskelelerine, kruvaziyer limanlarından konteyner terminallerine kadar her alanda teknolojiyle bütünleşmiş yeni bir hizmet anlayışı gelişiyor.
Türkiye Limanlarının Stratejik Önemi
Türkiye limancılık sektörü, yalnızca sahip olduğu geniş kıyı şeridiyle değil; aynı zamanda jeopolitik konumuyla da dünya ticaretinde eşsiz bir yere sahip. İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan tek su yolu olarak hem enerji güvenliği hem de ticaret yolları açısından stratejik bir arter niteliği taşıyor. Avrupa-Asya koridorunda yer alan Türkiye, “Yeni İpek Yolu” olarak tanımlanan Kuşak ve Yol girişiminde kritik bir köprü rolü üstleniyor. Çin’den Avrupa’ya uzanan demiryolu ve denizyolu entegrasyonunda Türkiye limanları, transit taşımacılığın ve çok modlu lojistik hizmetlerin merkezinde bulunuyor. Bu özellik, Türkiye’yi sadece bölgesel değil, küresel lojistik zincirinde de vazgeçilmez kılıyor Ayrıca, enerji taşımacılığı ve kimyasal ürün lojistiğinde, Ceyhan’dan İzmit Körfezi’ne kadar uzanan geniş yelpazede bulunan limanlarımız, Avrupa’nın enerji arz güvenliğinde stratejik bir paya sahip. Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşan sanayi üretiminin dış ticarete açılan kapısı olan limanlarımız, ihracatın rekabet gücünü doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Geleceğe Bakış
Türkiye limancılık sektörü, stratejik coğrafi konumu sayesinde bölgesel ve küresel lojistik ağlarda giderek daha güçlü bir rol üstleniyor. Marmara’dan Akdeniz’e, Ege’den Karadeniz’e uzanan geniş yelpazede; özel sektör yatırımları, kamu-özel işbirlikleri ve sürdürülebilir büyüme politikaları sayesinde limanlarımız, rekabet gücünü artırırken hizmet kalitesinde de uluslararası standartları yakalıyor.
Denizcilik, bir milletin ufkunu genişleten, dünyayı
yakınlaştıran bir köprü. Limanlarımız da bu köprünün en kritik ayaklarını oluşturuyor.