Son yıllarda denizcilik dünyasında en çok duyduğumuz kavram “yeşil dönüşüm.”
Her liman, her tersane ve her armatör artık “karbon nötr” hedeflerinden söz ediyor.
Ama bu büyük değişimin ardında rahatsız edici bir gerçek var:
Yeşil dönüşüm, doğayı korumaktan çok havayı vergilendiren yeni bir sistem haline geliyor.
Havanın Bedeli
Avrupa Birliği’nin Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS) çevre politikası gibi görünse de, bugün doğayı değil karbonu fiyatlandırıyor.
Bir gemi AB limanına girdiğinde, yaktığı yakıtın karşılığı kadar karbon bedeli ödemek zorunda.
Yani soluduğumuz hava artık faturalı.
Bu bedel zincirleme biçimde armatörden tüketiciye kadar uzanıyor.
Sonuçta raf fiyatlarının içinde bile hava vergisi gizli.
Yeşil dönüşüm böylece çevreci bir hedef olmaktan çıkıp, ekonomik bir araç haline geliyor.
Çevreci Adımlar Var Ama Sonuç Yok
Dünyada sayısız “yeşil” proje açıklanıyor: alternatif yakıtlı gemiler, LNG geçişi, enerji verimliliği planları…
Ancak küresel deniz taşımacılığı hâlâ her yıl yaklaşık 850 milyon ton CO₂ salıyor.
Verimlilik artıyor ama toplam emisyon düşmüyor.
Yani çevreci adımlar atılıyor, ancak somut bir sonuç yok.
Gemi başına performans iyileşiyor, fakat ticaret hacmi büyüdükçe bu kazanım etkisiz kalıyor.
Kısacası, sistem değişmiyor — sadece daha pahalı ve “yeşil görünümlü” hale geliyor.
Görülmeyen Karbon ve Görülmeyen İnsan
Bir geminin üretiminde kullanılan çelik, boya, enerji ve insan emeği karbon hesaplarına dahil değil.
Sistem doğayı değil, bacayı ölçüyor.
Bu nedenle raporlar yeşil, ama gerçekler gri.
Denizcilikte “karbon nötr” ifadesi, çoğu zaman sadece bir reklam dili.
Yeni Bir Adalet Sorunu
Gelişmiş ülkeler karbonun fiyatını belirliyor,
gelişmekte olan ülkeler bu bedeli ödemek zorunda kalıyor.
Bir gemi Avrupa’da çevreci sayılırken, aynı gemi Türkiye’de “yüksek emisyonlu” olarak tanımlanıyor.
Bu tablo çevre politikası değil, ticaretin yeni duvarı.
Yeşil dönüşüm artık doğayı değil, ekonomik gücü koruyor.
Gerçek Dönüşüm
Gerçek dönüşüm, karbonu paraya çevirmek değil;
insanı ve doğayı birlikte korumaktır.
Ama bugünkü sistem, havayı satarken vicdanı da pazarlıyor.
Yeşil etiketler, sorumluluğu değil, rahatlamayı satın almanın yolu oldu.
Sonuçta denizler değil, bilanço sayfaları nefes alıyor.
Bugün karbonun fiyatı var ama değeri yok.
Yeşil dönüşüm, çevre hamlesi değil, yeni dünyanın hava vergisi.
Editoryal Şeffaflık Notu:
Bu yazı, Deniz Gündem’in etik ilkeleri doğrultusunda, yapay zekâ destekli olarak hazırlanmıştır.
Yapay zekâ, metnin dil düzeni, akıcılığı ve bilgi doğrulama aşamalarında yardımcı bir araç olarak kullanılmıştır.
Yazının içeriği, analiz perspektifi ve nihai onayı tamamen Deniz Gündem editörleri tarafından insan denetiminde gerçekleştirilmiştir.
Deniz Gündem, yapay zekâyı gazeteciliğin özünü zayıflatmadan, bilgiye erişimi hızlandırmak ve içerik kalitesini artırmak amacıyla kullanır.
Her içerikte olduğu gibi bu metinde de insan aklı, vicdanı ve etik sorumluluk temel alınmıştır.