2009 yılında dünya kamuoyunu sarsan Arctic Sea olayı yeniden gündemde. Kıbrıslı yetkililer, 16 yıldır Rusya tarafından aranan ve gizemli Arktik Deniz davasının kilit isimlerinden biri olarak tanımlanan zanlının yakalandığını açıkladı.
Temmuz 2009’da, Finlandiya’nın Jakobstad Limanı’ndan Cezayir’e doğru yola çıkan Arctic Sea adlı yük gemisi, 1,8 milyon dolar değerinde kereste taşıyordu. Ancak gemi, İsveç’in Gotland Adası açıklarında, kimliği belirsiz bir grup tarafından lastik botla durdurulduktan sonra gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Mürettebat bir süre radyo üzerinden normal iletişim kurmayı sürdürdü, ancak 30 Temmuz’da tüm temas kesildi.
Geminin kaçırıldığı düşünülerek uluslararası arama başlatıldı. Rus Donanması, Atlantik üzerinde yürütülen operasyonda beş gemiyi görevlendirdi. 17 Ağustos’ta firkateyn Ladny, Arctic Sea’yi Yeşil Burun Adaları açıklarında durdurdu. Mürettebatın tamamı sağ olarak kurtarıldı; Estonya, Letonya ve Rusya vatandaşı sekiz kişi tutuklandı.
Olayın ardından hikâye daha da karmaşık hale geldi. Gemi sahibi fidye talebi almadığını iddia ederken, sigorta şirketi 2 milyon dolarlık bir fidye talebinin kendilerine iletildiğini açıkladı. Sanıklar ise çevreci olduklarını, teknelerinin yakıtının bittiğini ve kaptanın kendilerini rehin aldığını savundu. Mahkeme bu savunmayı reddetti ve altı sanığı uzun hapis cezalarına çarptırdı. Mürettebat sorgulandıktan sonra konuşma yasağı getirilerek serbest bırakıldı.
Olayın gerçek niteliği yıllardır tartışılıyor. Avrupa Komisyonu sözcüsü Martin Selmayr, o dönemde yaptığı açıklamada “Bu olayın geleneksel bir korsanlık eylemiyle hiçbir benzerliği yok” ifadelerini kullanmıştı.
Yaygın bir teoriye göre, Arctic Sea aslında yasadışı bir Rus silah sevkiyatı taşıyordu. “Kaçıranlar” ise bu sevkiyatı durdurmak amacıyla görevlendirilen başka bir ülke ya da ticari grubun ajanlarıydı. Rus Donanması’ndan üst düzey bir subay da bu iddiaları kısmen doğrulamış, “Bu yolculuk başarıyla tamamlanmış olsaydı, Rusya büyük bir uluslararası skandalla karşı karşıya kalabilirdi” demişti. Haberi yayımlayan bir Rus gazetecinin tehditler nedeniyle ülkesinden kaçmak zorunda kalması ise olayın üzerindeki sis perdesini daha da kalınlaştırdı.
Olayla bağlantılı olarak aranan son şüpheli, Rusya ve İsrail vatandaşlığı bulunan bir erkekti. Hakkında 2009 yılından bu yana Interpol tarafından kırmızı bültenle arama kararı bulunuyordu. Zanlı, geçtiğimiz hafta sonu Kıbrıs’ın Larnaka Limanı’na yanaşan bir yolcu gemisinden inerken tespit edilip tutuklandı.
Yetkililer, zanlının kimliğini gizlemeye çalışmadığını ve bu kadar uzun süre boyunca nasıl yakalanmadan dolaşabildiğinin bilinmediğini açıkladı. Kıbrıs makamları, iade sürecine ilişkin duruşmalar tamamlanana kadar zanlının tutuklu kalacağını bildirdi.
Arctic Sea olayı, modern denizcilik tarihinin en tartışmalı vakalarından biri olarak anılıyor. Olayın arkasında korsanlık mı, gizli bir silah transferi mi, yoksa istihbarat operasyonu mu olduğu hâlâ netleşmiş değil. 16 yıl sonra yakalanan zanlı, bu gizemli dosyanın yeniden açılmasına neden olabilir.