enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,3032
EURO
49,0815
ALTIN
5.541,50
BIST
10.698,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Salı Çok Bulutlu
21°C
Çarşamba Çok Bulutlu
20°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
21°C
Norden Ship Design House
Norden Ship Design House

Osmanlı’nın İrlanda Yardımı: 1847’den Lozan’a Uzanan Deniz Dostluğu

Osmanlı’nın İrlanda Yardımı: 1847’den Lozan’a Uzanan Deniz Dostluğu
maridec marina
02.11.2025 06:54
A+
A-

Kıtlığın Gölgesinde Bir Deniz Yolculuğu (1847)

1840’ların ortasında Avrupa’nın batısında, İrlanda adasında sessiz bir felaket yaşanıyordu.
Patates mahsulünü vuran hastalık, milyonlarca insanın temel gıda kaynağını yok etmişti.
1845 ile 1852 yılları arasında süren bu dönem, tarihe “Büyük İrlanda Kıtlığı (The Great Famine)” olarak geçti.
Yaklaşık bir milyon kişi açlıktan hayatını kaybetti, bir o kadarı da hayatta kalmak için ülkesini terk etti.

İstanbul’daki Topkapı Sarayı’nda bu haber duyulduğunda, Sultan Abdülmecid Han derin bir üzüntüye kapıldı.
Henüz 25 yaşındaki padişah, Osmanlı’nın zor bir dönemde olmasına rağmen, uzak bir ülkenin halkına yardım eli uzatmak istedi.
Tarihi kaynaklara göre Sultan, İrlanda halkına 10.000 sterlin değerinde bir yardım göndermeyi planladı.
Ancak, dönemin diplomatik dengeleri devreye girdi: İngiltere Kraliçesi Victoria, kendi yardım miktarının yalnızca 2.000 sterlin olduğunu belirterek bu yüksek tutarı “uygunsuz” buldu.
Diplomatik baskılar sonucu Osmanlı yardımı 1.000 sterlin olarak kabul edildi.

Deniz Gündem

Fakat Sultan Abdülmecid, yalnızca para göndermeye razı olmadı.
İnsani yardımın sembolü olarak, Osmanlı Donanması’na ait üç gemi, İstanbul’dan yola çıktı.
Güzergâhları Akdeniz’i, Cebelitarık Boğazı’nı ve nihayet Atlas Okyanusu’nun fırtınalı sularını kapsıyordu.
Aylar süren yolculuğun ardından bu üç gemi, İrlanda’nın doğusundaki Drogheda Limanı’na ulaştı.

Bir Limanda Doğan Dostluk

Osmanlı gemilerinden indirilen un, tahıl, gıda ve tıbbi malzemeler, İrlanda halkı için umut anlamına geliyordu.
Drogheda halkı, bu yardımı hiçbir zaman unutmadı.
O günden sonra şehir armasına, Osmanlı’yı temsilen Hilal ve Yıldız sembolü eklendi.
Bugün bile Drogheda kentinin resmi ambleminde bu semboller hâlâ yer alıyor.

Bu olay sadece iki ülke arasında değil, iki halk arasında da bir bağ kurdu.
Deniz, bu kez ticaretin değil, vicdanın ve insanlığın taşıyıcısı olmuştu.

Lozan’da Yankılanan Minnet (1923)

Aradan yaklaşık 80 yıl geçti.
20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu tarihe karışırken, yeni bir devlet doğuyordu: Türkiye Cumhuriyeti.
Ulusal egemenlik mücadelesinin ardından, Lozan Konferansı (1923) yeni Türkiye’nin kaderini belirleyecek diplomatik sahneydi.

İrlanda o yıllarda, 1922’de kurulan İrlanda Serbest Devleti (Irish Free State) olarak yeni bağımsızlığını kazanmaya çalışıyordu.
Henüz dış politikasında tamamen özgür olmasa da, İngiltere’nin egemenliğinden kopma sürecindeydi.
Bu dönemde İrlanda halkı, gazetelerinde ve siyasi çevrelerinde, Türk halkının verdiği bağımsızlık mücadelesine sempatiyle yaklaştı.

Bazı İrlandalı gazeteler, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki hareketi “ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı”nın simgesi olarak gördü.
Bu destek, resmî diplomatik bir tavırdan çok, halkın vicdanından gelen tarihsel bir karşılıktı.
1847’de denizden taşınan yardımların bıraktığı iz, 1920’lerin Avrupa’sında bir dostluk yankısı olarak hissediliyordu.

Denizlerin Taşıdığı Değerler

Osmanlı’nın üç gemisi, aslında yalnızca un ve tahıl taşımadı; denizlerin ötesine uzanan bir insanlık mirası bıraktı.
O gemilerden biri, tarih boyunca devletlerin sınırlarını değil, kalplerin sınırlarını aşan bir hikâyeyi taşıdı.

Bugün hem Türkiye’de hem İrlanda’da, bu hikâye iki ulusun ortak tarihine dair nadir bir gurur vesilesidir.
İrlanda’nın Drogheda kentinde hâlâ Osmanlı Hilali dalgalanırken, Türkiye’de bu hikâye denizcilik tarihinin en asil sayfalarından biri olarak anlatılır.

Deniz, bazen ticaretin yolu olur, bazen de insanlığın vicdanı.
1847 yılında İstanbul’dan Drogheda’ya uzanan o sefer, insanlığın rotasını bir kez daha umut yönüne çevirdi.